Madem Uyku Yarı Ölüm Canıma Gecedir Kasteden!...
21 Ocak 2009 Çarşamba 23:33
Nedense sıkılmaya başladım hayatımdan artık...Beynime,nöronlarıma,sodyum-potasyum pompasına,falanıma,filanıma,beynimin düşünme fonksiyonlarıyla ilgili hiç bir zımbırtısına laf geçiremiyorum şu an.Düşünmemek için grevdeler.Grev sözcüsü hipotalamus.Duygu kontrolü elinde tabi istediği gibi boru öttürüyo.Grev gözcüsü bilinçaltım.Herşeyden haberi var 7/24...
Bu bünyeyle başım belada.Maaşa zam isteyen devlet memuru gibi de değiller ki.Direkt yönetimi deviriyo.Ne yapçan devrimci gençlik.Ahhhh aaahhhh...Bizim zmanımızda böylemiydi :P
Her neyse bu aralar pesimizmin eşiğindeyim...Bu şarkıyı çok sevdim buyrun...
Kendimi unutmak istiyorum
Yol kenarına biriken kuru yapraklar gibi
Günleri,ayları,yılları,anıları
Hatta kendi devrimi,çehremiyakın çevremi dahi....
Sen bir sırrı bile tutamadın
Artık neyi paylaşamıyoruz canlan ki...
20 Ocak 2009 Salı 14:26
Bu yazıya başlık koymayasım geldi.Canım sıkılıyor ders çalışamıyorum.Bir akrabamız vefat etti.Onun ölümünden hepimiz sorumluyuz diye düşünüyorum.Yine de umursamazlık içinde dolaşıyoruz etrafta.Ve ben insan oğlunun son zmanlarda kapıldığı umursamazlık hastalığından nefret etmeye başladım.Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...Ne demek ya :S
Rabbim rahmetliye kabrinde rahat versin inşallah.Buralarda rahat edemeyen oralarda rahat eder derler.İnşallah öyle olur.Sabretmeyi bilen biriydi çünkü...
Yarın ki sınavım,
Bir yığın ev işi,
Bir yığın bulaşık,
Sıkıntı,
Bir adet vefat etmiş akraba,
Tuhaf bir abi,
Hani yeri gelince köpek gibi yarılan,
Hayatının geri kalanını Polat Alemdar gibi yaşayan cinsten,
Ders çalışmayasım var,
Gelenler var,
Geldi mi gitmeyenler...
Ay şimdi düşündümde bilokcum ben ne meşguliyetli bi insanım yahu :P
Başlıksız...
18 Ocak 2009 Pazar 21:36
Ben bilirdim düşündüğümü yapmayı
Seni dışarı çıkarıp evinden, dar sokakta boğmayı
Bir gece ansızın ya da açık denize atmayı
Ben bilirim ardından da kendi kafama sıkmayı
Ancak benim bir korkum var alemlerde tek
Alemlerde rahmet aynı korku içime aşkı saldı
Klavuz oldu gemime yutsun dalgalar bırak beni
Tersten esse rüzgar hoş, benim onunla aram iyi ...
Benden uzak dur...
Korkak Tavuk kih kih :D
17 Ocak 2009 Cumartesi 19:02
Bana saldıran gıdıklayıp nakault etmek isteyen ama benim "abdest aldım bana dokunma bak çarpılırsın!!" demem üzerine korkarak yanımdan kaçan 7 yaşındaki kuzanim fatih seni çok seviyorum :D:D:D:D
Küçüğüm Daha Çok Küçüğüm....
13 Ocak 2009 Salı 22:05
Bir şarkı ancak bu kadar dolu olabilirdi ve bir şarkı ancak bu kadar anlatabilirdi zavallı beni...Ben sayfalara sığdıramazken fırtınalarımı birinin çıkıp 3 dakika 42 saniyeye sığdırması ne tuhaf tüm afetlerimi....
Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım...
Övünmem bu yüzden,
Bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm,
Bu yüzden bütün saçmalamam...
Yenilmem bu yüzden,
Bu yüzden kendime hala güvensizliğim...
Ne kadar az yol almışım,
Ne kadar az yolun başındaymışım meğer...
Elimde yalandan, kocaman, rengarenk, geçici, oyuncak zaferler...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım...
Gururum bu yüzden,
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem...
Savunmam bu yüzden,
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem...
Uçan Depresif- Bölüm 2
13 Ocak 2009 Salı 19:50
Hayatı sorgulamak gerek bazen
Boş yaşamaktan kaçmak gerek
Ömür su gibi akıp gidiyor
Akan bir nehre bakar gibi bakmamak gerek
İyi bakmak gerek
İyi değerlendirmek gerek
İnanmak gerek en önemlisi
Yaratana...
Sorgulamak gerek hayatını nasıl yaşadığını
Sorgulamak gerek nelerle karşılacağını
Sorgulamak gerek ruhunun köşesini bucağını
Ve bulmak gerek doğrunun yanlışın nerede duracağını
Karıştırmamak gerek bir birine
Şöyle bir silkinmek gerek artık
Kendine gelmek...
Hayatında unutmaya yüz tuttuğun değerlerin tozunu üfleyip temizlemek gerek
Yeniden gün yüzüne çıkarmak
Ve yeniden inanmak gerek unuttuklarına
Unutmamak gerek "BİR" şeyi
Sallamak lazım geri kalan herşeyi
Elini açıp göklere ağlamak gerek yana kavrula
Ağladıkça temizlenmek temizlendikçe ağlamak
Pak olmak parıldamak
Sonra bir de gerçekten istemek gerek
Vazgeçmemek
Yeniden sevmek gerek eskiden olduğu gibi
Ve kendini sevdirmek
O'nun olmak gerek
O'nun için yaşamak
Ve yine
O'nun için ölmek
O olmak gerek kendi dünyanda
Hissetmek gerek
Ey ruhum
Önce kendine gelmen gerek
O'na affettirmen gerek kendini
Anne benim koşmam gerek...
İstemiyorum bir hiç olmak ....
ucannot: "İnsanoğlu tarihin hiç bir döneminde manevi yaşamı göz ardı ederek mutluluğa ulaşamamıştır." Ebu Abdurrahman Es-Sülemi
Gugıl Analitiks Şeysi
13 Ocak 2009 Salı 00:41
Şu gugıl analitik şeysi beni de sardı en sonunda..Aralarından zalak şeyler çıkıyor :D İşte bağzıları :P
* ambulans doktor ilaçla ilgili şiir : Hemen yazalım müşteri memnuniyeti bizim için en önemli şey:
Aman doktor canım cicim doktor
Derdime bir çareeeeee
Çaresiz dertlere düştüm
Ulan ambulans nerdeee
*
Dabbe dünyaya mı geldi? : Bak hacı tehlikeli işler bunlar.Uğraşma öyle dabbe üç harfli beş harfli.Ucandepik söylemişti dersin sonra...
*
Elleri bağlımıyam dil bilmez dağlımıyam: Gugıl abi tek bişey sorcam ordan bakınca sıra gecesi var gibimi gözüküyo burası?Önüne geleni buraya gönderion...
*
Eczacıların maaşı: Oooo doğru yerdesin :) Eczacılar eyi para kazanıyo diolar ben henüz öğrenciyim ama güzelmiş...Yalnız meslek kutsal lütfen.Hem ayrıcana paranın ne önemi var mühim olan miktarı...
*
feyz buk kaydol : Abi facebook var işini görür mü?Feyizli bir book kurar kurmaz söz ilk üye seni yapçam.Feyz almak için yanlış yerdesin...
*
hepide börtdey tu yu türkçe anlamı mp3: Abi sen kendince türkçeleştirmişsin zaten bence gerek yok daha türkçesine en türkçe hatta öz türkçe senin ki valla bak :D
*
noel baba şarkısı cıngıl: ya sadece mera kediyoru mbizden başka google ı bu şekilde kullanan varmı ya?Noel baba müzik piyasasından elini çekti kardeş artık "cıngıl" yapmıyo
Şimdilik gugıl analitiks şeysinden bu kadar esen kalın efem...
Farmakoloji Mod: ON
12 Ocak 2009 Pazartesi 22:51
İlk sınavımız farmakolojiden.Çalışmaya başladım kendimi bir insandan çok bir ilaç molekülü gibi hissediyorum şu an.Ezberlemek yerine anlamaya çalışıyorum.Mesela eğer ben feksofenadin olaydım ne yapardım?Anlamaya çalışıyorum ilaç moleküllerini...
Ucan Prospektüs:
Farmakolojik etkileri:
-Kan beyin bariyerini hızla geçerek,sedatif hipnotik etki yapar.Uzun zaman kullanılırsa deliryuma kadar yolu var allahıma.Bir kere girdimi ömür billah atamazsın dışarı.Yarılanma süresi yok.
Endikasyonları:
-Birden akla getirici koparıcı yarıcı kahkaha attırıcı.
Kontrendikasyonları:
-İnsan olmayanlarda kontrendike.
Doz aşımı ve Yan etkiler:
-Ed le beraber sağlığa zararlı.Düz etkisi yok ki :D
Kullanım şekli ve dozu:
-Kafana göre takıl.Ama dikkat et. :D
İnsan Denilen Dehşetler Veren Şaşırtan Akıl(!)lı Varlık - Utanıyorum...
12 Ocak 2009 Pazartesi 21:33
Bugün okulumuzun farmakoloji anabilim dalına gittim.Laboratuarda deney yapacaktık.Farmakoloji ana bilim dalının yaptığı çalışmalar geliştirilen bir tedavi yönteminin veya ilacın bir fare,sıçan,tavşan veya kobay üzerinde denemek...
Bugün omurilik defekti oluşmuş sıçanlar üzerine çalıştık.Sıçanlara daha önce omurilik defekti uygulanmış yani hasta edilmişler.Daha sonra bulunan tedavi yöntemini uygulamışlar.En son da ne olduğunu öğrenmek için omuriliklerini çıkarmamız gerekiyordu.İşin en kötü yanı buydu.Hayvanları öldürmemiz gerekti :( tek tek ameliyat edip omuriliklerini çıkarttık.İtiraf etmek zorundayım ameliyat ederken çok üzülmedim ama giyotin kullanarak öldürürken her seferinde ağlamamak için zor tuttum kendimi.Evet sağlık için İNSAN(!)lık için gerekli birşey.Belki onlar olmasaydı insanlara yapılacaktı bu şeyler.Ama....Can işte...
Bugün omurilik defekti sfinkter kasları beta agonistler üzerine bir sürü şey öğrendim evet.Ama en kıymetli bilgi şuydu içlerinde sanırım:
DOĞADA İHTİYACI OLMADAN KENDİNİ SAVUNMA AMACI GÜTMEDEN CANA KIYAN TEK VARLIK İNSANDIR...
Kendimden utanmaya başladım...
Karalama Kağıtlarımdan...
12 Ocak 2009 Pazartesi 21:21
Hayatını uçurumun kenarında yaşar birçok insan...
Kimi derdi boyunu aştığı için ordadır,kimi dert edecek birşey bulamadığı için.Kimini anlamaz hiçbir ademoğlu,kimi de kimseyi anlamaz.Ama tek gerçek vardır...
Hayatını uçurumun kenarında yaşar birçok insan...
Yalnızdır,kimsesizdir ama bilmez herkesin aynı ruh hali içinde olduğunu.Herkes aynı ama inadına farklıdır işte.Çünkü uçurumun kenarında yalnızdır insan.Çünkü biten bir hayatın eşiğindedir.
Hayatını uçurumun kenarında yaşar birçok insan...
Süre biter ve yitip gider...
(Bir derste sevgili (ne yazık ki eski) dostum yastık için yazmıştım...Değerine binaen ve dostuma ithafen...)
NOT:Arkadaşlar yazdığınız yorumları onaylamama rağmen sitede gözükmüyor üzgünüm :( Yorum bırakanlara çok teşekkür ederim hepinizinkini okudum.
Uçan Depresif
11 Ocak 2009 Pazar 15:23
Başlık herşeyi anlatıyor sanırım...
Çok sıkıntılıyım bu ara bilokum ya :((((
MİM- 20 soru 20 cevap
11 Ocak 2009 Pazar 15:20
Sevgili Kaçakgay beni mimlemiş...Sağolsun uzun zmandır üzerimde bir rehavet vardı yazayım da biraz kendime geleyim dedim :)
Neredeyse herkes yazdı zaten bu mim'i en son bana da geldi :P Sorular şöyle :
1.En sevdiğiniz kelime nedir?
ebek (evet demektir kendileri) bi de pekin var :)
2.En nefret ettiğiniz kelime nedir?
küfürler
3.Sizi ne heyecanlandırır?
Hayallerimi gerçekleştirebilme fırsatı
4.Heyecanınızı ne öldürür?
Bir işin gereğinden fazla uzun sürmesi.Bir de çevremdeki insanların saçmalıktan ibaret olması...
5.En sevdiğiniz ses nedir?
Müzik sesi (ama sakin müzikler özellikle klasik müzik...piyano ya da keman konçertoları...)
6.Nefret ettiğiniz ses nedir?
Cır cır bağıran kadın sesi :@
7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Bütün gün oturacağım hareketsiz bir iş olmamalı
8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz?
İnsanların içindeki nefret,bencillik gibi kötü duyguları tamamen silebilecek bir müzik yapabilmek isterdim.
9.Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
Yalnız yaşayan kafasına göre takılan biri olurdum.
10.Nerede yaşamak istersiniz?
Bir dağ evinde ve iki kişi...
11.En önemli kusurunuz nedir?
Fazla saf ve düşünceli olmam
12.Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
Mutlu taklidi yapmak..
13.Kahramanınız kim?
benim(hayır ben :P)
14.En çok kullandığınız küfür nedir?
Lan hırt!!!! :D
15.Şu an ki ruh haliniz nasıl?
Bıkkın...
16.Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin.
17.Mutluluk rüyanız nedir?
Kendim olmak istediğimi yapabilmek istiyorum.Sadece istediğimi...
18.Sizce mutsuzluğun tanımı nedir?
Başkası olmaktır.İstediğini yaşayamamaktır.Ruhunun bile esir olmasıdır.
19.Nasıl ölmek istersiniz?
Yavaşça ve acı çekmeden.Görmek isterdsim kimlerin gerçekten üzüldüğünü yada kimlerin ölmemi beklediğini...
20.Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı'nın kapıda size ne söylemesini beklersiniz?
Seni hala seviyorum.
Çünkü bu cümleyi ondan duymaya çok ihtiyacım var...
Olmaz Olmaz Deme,Olmaz Olmaz :D
06 Ocak 2009 Salı 18:57
Herkesin olmaz yapamazsın dediği şeyi en sonunda başardık :D Bugün İhh ile yapılan görüşmeler harika geçti.Bizi o kadar iyi karşıladılar ki...Organizasyonun neredeyse bütün yükünü aldılar.Standlar,konuşmacılar...Bizde müzik grubu ve genel düzeni ayarlayacağız.Allah'ım yaa....O kadar mutluyum ki anlatamam.İnsanın vicdanıyla cebelleşmesi ve sonunda galip gelmesi harika:))
Destek olan olmayan,dua eden etmeyen,sevinen sevinmeyen herkese teşekkürler :D
LİSTEN TO FİLİSTİN DOSTLAR
Filistin'e Destek İçin Harekete Geçtik
04 Ocak 2009 Pazar 22:15
Arkadaşlarımız ve bana ulaşanların yardımıyla harekete geçtik.İHH derneğiyle mail yoluyla irtibat kurduk ve bize geri dönmelerini bekliyoruz.Bir organizasyon düzenleyip geliri Gazze'ye ulaştırabilmeyi planlıyoruz.Tekrar söylüyorum aramızda rol almak isteyen arkadaşlar lütfen bana ulaşın...Bizim için küçük bir şey onlar için bir yaşam demek belki de...
mail adresim: antidepresan_ecz@hotmail.com
Filistin İçin Ne Yapabiliriz?
04 Ocak 2009 Pazar 16:41
Arkadaşlar benim yüreğim artık dayanamıyor orada insanların her gün ölmesine.Bir yardım kampanyası başlatmak istiyorum.Ama bir fikrim yok maalesef...Lütfen fikri olan varsa paylaşsın.Allah rızası için ya da insanlık adına.Ne derseniz artık.Ama lütfen masumlara yardım edelim artık :(
Burdan yada mail yoluyla bana ulaşın lütfen....
Mail adresim: antidepresan_ecz@hotmail.com
Doğudan Başlayacak Olan Ateş ve Kıyamet
04 Ocak 2009 Pazar 16:16
Yemin ederim ki bir ateş sizi saracaktır. O ateş bugün Berehut denilen vadide sönük vaziyettedir. (Kamus Tercemesi, c. 1, s. 550)
Berehut: Bir vadi veyahut bir kuyu adıdır. Hadis-i şerifin ilk kısmında ateş için "sönük bir vaziyettedir" denmektedir. Ateş, yanıcı bir maddenin yanmasıyla meydana gelen bir durum olduğuna göre burada sönük vaziyette bekleyen ateşin kendisi değil, ateşin yakacağı hammaddedir. Burada toprak altından çıkarılan petrole işaret edilmektedir. Nitekim hadisteki Berehut denilen yer, bir kuyunun adıdır. Bu kuyu petrol kuyusudur. Zamanı gelince bu kuyulardan çıkarılan petrol, yanmaya hazır bir ateş haline gelmektedir.
"O ateş müthiş azap olduğu halde insanları kaplar."
O ateş, sadece yanan bir ateş değil, aynı zamanda insanları canından, malından ederek azap içinde, elem-üzüntü içinde bırakacak ve bütün doğayı kirletecek olan bir ateş.
"O ateş insanları, malları yakar bitirir."
O ateş bir kısım insanların ölümüne sebep olmaktadır. Bunun yanında malları yakarak, maddi zarara sebebiyet verdiği gibi, tüm çevreyi ve doğayı kirleterek de insanların geçim kaynaklarını yok etmektedir.
"Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyanın her tarafına yayılır."
O ateşin, "rüzgar ile bulut gibi uçan" kendisi değil dumanıdır. Burada benzetme yapılarak dumanın bulutlara kadar yükseleceği de anlatılmıştır. Bu duman rüzgarın etkisiyle her yöne doğru yayılmaktadır.
"Geceki sıcağı, gündüzki hararetinden daha şiddetlidir."
O ateşin hem gündüz, hem gece devamlı yandığı anlaşılmaktadır.
"O ateş insanların başının üzerinden arşın altına kadar yaklaşarak, yeryüzü ile gökyüzü arasında gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur."
O ateşin çok yükseklere kadar tırmandığına ve bu ateşten gökgürültüsü gibi pek şiddetli bir gürültü ile patlamalar meydana geldiğine işaret edilmektedir.
"Gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak."
Hadisin bu kısmında, olayın gece vakitlerinde meydana geleceğine işaret edilmiştir. Gece vakti meydana gelen büyük infilakın alevleri çok şiddetli bir aydınlanma yapar. Bu kızıl alevlerin meydana getirdiği kızıl aydınlanma, halkın mutad üzere alışık olduğu kırmızı "tan" aydınlanmasından çok ayrıdır. Çünkü gece vakti böyle gündüz gibi aydınlanma olağanüstü bir olaydır.
Alıntıdır...Efendim?Tanıdık mı geldi...Evet evet ben söyleyeyim İsrail-Filistin savaşı desem?Doğudan başlayan ama normal ateş gibi yakmayan ateş desem?Savaş desem?Belki yardımcı olur...Peygamberimiz(sav) ve ashabının hiç bir söylediği yalan değildir.Şunu bilin ki bu büyük yangın tüm dünyayı saracak...
EY AHİRZAMAN ÜMMETİ!!!
UYANIN KIYAMET SAATİ GELDİ!İSRAFİL SUR ELİNDE EMİR BEKLİYOR RAB'DEN!
O BÜYÜK GÜN GELDİĞİNDE KULLAR HESABA ÇEKİLDİĞİNDE "KEŞKE..." DİYENLERDEN OLMAMAK İÇİN UYAN EY ÜMMET!UYAN EY İNSANLIK!!!
Filistinli küçük bir kızdan alıntı: "Hesap gününde ben Rabbime din kardeşlerimden yardım istedim ama onlar bana icabet etmediler dediğimde Allah'ın huzurunda nasıl duracaksınız?Şimdi yaptığınız gibi evlerinize saklanabilecek misiniz?Ne cevap vereceksiniz?"
Filistinde Çocuk Olmak
03 Ocak 2009 Cumartesi 20:58
Gürültüler duyuyorum yakınlardan
Ve genzim yanıyor
Annemse durmadan ağlıyor
Babam kapıda nöbet tutuyor
İnsanlar bağırıyor,ağlıyor
Kimileri dualar okuyor
Kimileri küfürler savuruyor
Sonra küçük evimizin çatısı çöküyor
İçeriyi duman bulutu kaplıyor
Birisi silah çıkarıyor,bomba atıyor
Annemse onlara yalvarıyor
Sonra adamlar bana bir silah doğrultuyor
Savaş 7 yaşında benden hesap soruyor
Gözyaşım artık acı akıyor
Hayat benim için son buluyor...
Ben Filistinli Cocuk - Im the Palestinian Child
Yükleyen Aydenk4
Daha ne kadar sessiz kalacağız bu cinayetler silsilesine,ne kadar görmezden geleceğiz dünyanın gözüne sokula sokula yapılan soykırımı.Nereye gitti insanlar,nerede iyilik.Sadece sözlerde mi kaldı yoksa?Yoksa hala var mıdır güzellikleri kalbinde taşıyan?Var mıdır güzellikleri misk satan adamlar gibi etrafına yayma çabasında olan?
İnsanlar ölüyor ey dünya!Çocuklar ölüyor daha anne diyemeden.Henüz gözlerini açamadan anne karnında can veriyor masum melekler.Bizlerse hala şikayet ediyoruz modası geçmiş kıyafetlerimizden,küçücük grip mikrobundan.
Ambulanslar vuruluyor ey dünya!Elektirkler kesiliyor.İnsanlar ölmesinler diye cep telefonu ışığında anestezi olmadan ameliyat edilmeye çalışılıyor.Doktorlar öldürülüyor.Ve dünya bu vahşete sessiz kalıyor.
Konuşmayın zaten..Sıra size,sıra bizlere gelince anlayacağız onları.Ancak onlar olmayacak o zaman...
Sessiz kalmayın!Yardım edin!Boykot edin!Eylem yapın!Dua edin!Ama ne olur, ne olur seyretmeyin artık olanları...
Da Da Dadaaammmm :)
03 Ocak 2009 Cumartesi 14:33
Haydi bakalım açılışı da yaptık :) ŞU yukarıdaki ne idüğü belirsiz buton çiftine yeni sayfa atamayı bana öğretmek isteyen var mı ehihi :D Bİr de yorumlarınızı bekliyorum :))
Oley!!!Artık Kendi Alanımdayım :)
02 Ocak 2009 Cuma 19:34
En sonunda başardım ve bloğu kendi alanıma yönlendirdim.Bundan sonra daha gelişmiş bir ucandepik olmaya çalışcam :)
Ucannot: Şuan farkettim alem'ül blog kısmı komple sıfırlanmış :( offf yaaaaaaaaa.....
Ucannot2: Bir kaç gün buralar sıkıcı olacak gibi :S Bir kaç problem var düzeltmem gerekecek :S
Canım DOST'um Data.İyi ki varsın :)
20 Ocak 2009 Salı 18:33
Bugün datacığımın doğum gününü kutladık.Canım ya çok seviyorum ben bu datayı :) İki gündür bi plan bi piroce gırla gidiyo ne yapalım nasıl edelim diye düşün taşın tatlı tatlı kaşın :D sonunda iremciimin evinde dehşetengiz bir kutlama yaptık.İki adet tepsi kadar pasta(tabiiki iremciim ve ed ortak prodüyşın :)) şişe şişe ÜLKER meyve suları (burda bir dengesiz arkadandaşıma gönderme :D) ve bilimum kuru yemişle harika ve çok samimi bir ortam oldu.
Data'ya topluca bir hediye aldık.Ben onun kıymetine binaen benim için değerli olan ve onunda seveceğini düşündüğüm birşey hediye ettim ona..KİTAP...Olasılıksız :)) Normalde gidip yeni bir kitap alacaktım ama dedim ya benim için değerli olan birşey olmalıydı.Ve ben de bugüne kadar hiç yapmadığım birşey yaparak kendi kütüphaneme ait üstelik aşırı sevdiğim kitabımı Datacığıma hediye ettim... İnanın çok mutluyum.Bİr de not iliştirdim kapağına.Telif hakkı problemi olduğundan burda açıklayamıyorum :P :D Data izin vermiyo :D Ama okuduktan sonra gözlerinin içinin parlaması ve "hayat felsefemi bu kadar iyi anlatamazdın" demesi bana yetti de arttı bile :DAnlatacak o kadar çok şey var ki... Ama üşeniyorum :D
Arkadaşlarımı çok seviyorum ya.Onların bir an gülümsemesi demek benim için çok şey demek...Ah bir de bazen spooky nin dediği gibi default çalışabilseler...Başka ne isterim...
Feyzbuk Muhabbetleri
30 Aralık 2008 Salı 23:08
Az önce feyzbuka girdim sinirlerimiz bozuldu melekimlen berbaber.Ya arkadaşlığa bak valla ağlıcam sinirlerimiz bile beraber bozuuyo :P :D
Sahi biz ölmeden görüşebilcez mi bi daha melek abla :D
Neyse feyzbuktan bahsediyodum.Yeni bir olay başlamış dedikodu die o senin hakkında bunu dedi bu sana şunu söyledi..Acaip sinir oldum.Acaba hangi safın icadı çok merak ettim.... Sinirliyim kompleksiliyim....
Happy Birthday To You Türküsü :D
29 Aralık 2008 Pazartesi 23:16
Sevgili Melek Ablacım;
Doğum günün kutlu olsun :) Aşağıdaki parça nacizane sanatkar ruhumdan kopup gelmiş harika bir sanat eseridir.23. yaşın hayırlı olsun...Rabbim hep birlikte uzun ömürler nasip etsin bizlere....
İyi ki varsın kanatları olmayan ama varmış gibi davranan meleğim :))
BU ŞARKIYI MUTLAKA DİNLEYİN !!!! ADINI HAPPY BİRTHDAY TÜRKÜSÜ KOYDUM.
MİM- Ucandepik Nasıl Bir Aşıktır :)
20 Ocak 2009 Salı 18:40
Efenim sevgili Şahmaran(hani şu yılanların şah'ı olamayan :)) beni mimlemiş.Mimi yazmadan önce iki sevgilinin de mimlerini okudum.Ne kadar da uymuşlar birbirlerine maşallah :P dedim :)) Hep beraber olmanız dileğiyle diyerek sosyal mesajımı da gönderdim :) Şimdi sıra geldi mime :)
Koç kadını, gurulu, kendini beğenen,canlı,çok çekici bir tiptir.
Gözü epey yükseklerdedir(Allah'ıma yalan :P :)).Maddeye erkeklerde fazla önem verir.Sevgi de onun için son derece önemlidir(dünyada sevgiden başkası yalan :D).Koç erkeği gibi kadınıda kıskançtır(kıskançtır değil çok kıskançtır deli kıskançtır manyak kıskançtır olarak değiştirelim luutfen :D).Ayrıca bu kadında hakim olma arzusu da vardır(az biraz cidden bak füfüfüfü ).Yani sevdiği erkek tamamiyle ona aittir(pek tabii -_-).Başka bir kadını sevdiğine bakması bile onu deliye çevirir.
Bu yüzden hiç suçu olmayan erkekle kavgaya bile kalkar.
Koç kadını şımartılmayı sever(hemdeee ççoookkkk),erkek kendisiyle ilgilenmeli,dil dökmeli, çiçekler yollamalı,yani sevgisini türlü şekillerde açıklamalıdır(sev beni alfonzo ehihi :D ).Hem bu kadın çevrenin düşüncesinede önem verir.Bu yüzden erkeğin beğenilen,üstün biri olması kadını çok etkiler(evet beğenilen biri olması hoşuma gelir ama çevreyi pek taktığım söylenilebilemez).Bu kadın için yakışıklılıktan çok kafa,bilgi,durum,ün gibi şeyler önemlidir(dış görünüş geçicidir.Hayat felsefem olar kendileri ).Pek çok koç kadınının zengin erkeklere aşık olup evlendikleri de bilinir.Bunun nedeni ise erkeğin parasından yararlanıp kadını şımartabilmesi ve ona her istediğini verebilmesidir(yok artık be bu uymadı bana paradan nefret ederim bknz alt taraftaki postlardan biri).Ama bir koç kadınının,beğenmediği,yıldızın ın barışmadığı bir zenginle evlendiği pek de duyulmuş bişey değildir.Koç kadını ,ün,mevki ve paranın erkeği çekici kıldığına inanır.Onu kıskandırmak hatadır.Bu sevgisini arttırmaz,onun türlü kuşkulara kapılmasına ,huysuzlaşmasına ve erkeğe yaşamı zindan etmesine yol açar(yığarım ben o herifi bee :D).
Efenim böyle işte bendeniz böyle bir aşığım.Bunun dışında söyleyebileceğim şeyler de şunlar: Bir koça uymayacak kadar duygusalımdır.Aşırı kırılgan aşırı affediciyimdir.En sevemediğim özelliğim bana yapılan yanlışları ve kötülükleri çabuk unutmam bunun sonucunda insanların affedicilik ve iyimserliğimden çok faydalanarak beni kırması.Aşk hayatımda acaip fedakarımdır.Kul köle olurum sevdiğim insana.Aşık olduğum an onun için yaşarım tüm kalbimle bağlanırım.Sevgimi kazanmak kolaydır kaybetmekse zordur.Ömrüm boyunca unutmayacağım şeylerden biri sevdiğim insanlardır.Eğer bana yalan söylenirse sonu gelmez sevgim müthiş bir nefrete dönüşür.Kötülük yapmam ama hem deli gibi sever hem deli gibi nefret ederim...
Neyse bunlar say say bitmez sayın okuyucu.Mim-i çilekli süt'e gönderdim ve huzurunuzdan ayrıldım :D
Filistinlileri Öldürmek Haktır!!!!
29 Aralık 2008 Pazartesi 23:06
İlgili aramalar: murat - kekilli - olum - senide - bulur
Burdan alınmıştır....
Ey israiloğlu bakma sen dünyanın sana orantılı güç kullan dediğine,geliyorsa hamas'dan bir roket sen at onların üzerine tonlarca bomba yerle bir et dümdüz et göster dünyaya nasıl bir milletin soyu kurutulurmuş,kalmasın tek bir filistinli dahi canlı dünyada...
Zaten daracık topraklar,hem orası sana vaadedilmiş topraklar değil mi? Hem sen üstün ırksın,Talmud sana öyle demiyor mu?Rabb sana ne dedi?"Sen İnsansın ve sana hizmet etmesi için hayvanları yaratıyorum."Hayvanlar ne yapılır?Kesilir,biçilir,kutsanmış israiloğlunun hizmetini görür değil mi??
Filistinli dediklerin nedir ki?İnsan görünümlü senin hizmetkarın..Kim karışır senin malına ne yaptığını??
Ey israiloğlu!Haydi bombalarınla silahlarınla katlet bitir şu işi!Haydi göster hemde intikamını al.Hani Adolf Hitler seni sabun yapıyordu ya böyle yapılmaz diyerek sen doğrusunu göster kim karışabilir ki sana?..
Sen büyüksün,sen seçilmişsin,herşey senin hizmetine verilmedi mi?Sen RaBB'ını bile seçmedin mi senden büyük kim olabilir ki???
Bak senin büyüklüğün karşısında bilmem kaç milyar müslüman bile gıkını çıkarmıyor...Çünkü sen efendisin!!!Efendisinin ne yaptığına hizmetci karışabilir mi?Müslümanlar senin hizmetçin de Hristiyanlar ve insanlık değil mi sanki?Sana ses çıkarmaya kalkanların kes para musluklarını zaten onlar paraya tapmıyor mu???
Utanma sakın bu yaptıklarından İsrailoğlu,utanma korkma da...Sen yanlış bişey yapmıyorsun,dünyayı temizliyorsun..Sana saygı duymalı ve şükranlarımızı sunmalıyız!!!
Ey israil!!!Ey yüce kavim!!!Ne olur hızını kesme,sonra İran'ı,Suriye'yi,Suudi Arabistan'ı ve tüm dünyayı müslümanlardan temizle,temizle ki bizde müsvettelerden kurtulalım!!!Senin Filistin'e attığın her bomba için sana finansörlük edelim,ne üretiyorsan alalım ve televizyonlardan senin attığın bombalarla ölenleri canlı canlı izleyerek keyfimizi çıkaralım!!!!
Ey Dünyanın Alçak insanları!!!
İsraili ne kınayın,
Ne telin edin,
Ne lanetleyin,
Ne de arabulucu olarak akan kanı durdurmaya kalkın....
İsrail sayesinde İnsanoğlu denilen alçağın her şeklini görebiliyoruz....
Sizler de;
En az israil kadar suçlusunuz ve alçaksınız!!!!
Topunuzun canı cehenneme!!!
Son söz de Özür dilemeci Türkiye'de ki aydın müsvetlerine...Osmanlı'nın yapmadığı bir şeyi kıçınızdan çıkararak Osmanlı'nın üzerine yıkmaya çalışırken;alın size soykırım...Haydi bunun içinde bişeyler yapsanıza ikiyüzlüler!!!!!!!
Oha Falan Oldum Yani !!!
28 Aralık 2008 Pazar 15:15
Bu afişi geçenlerde okuldan dönerken otobüsün camından bir billboard'da gördüm.Uykuluydum rüya gördüm sandım ama değilmiş :S Bişey diyim mi? HİÇ İNANDIRICI DEĞİL!
ki birşeyler olacakmış gibi bir duygu içimi kaplamış birtürlü gitmek bilmiyordu. Biliyordum ki bir söz söylediysen ondan sorumlusun vede söylediğini yaşamında da gerçekleştirmek zorundasın. Sanırım beni huzursuz eden de buydu. Acaba ben böyle bir sözü söylemeyi hakedecek konumdamıydım, yoksa duyduklarımı bir teyp gibi kaydedip yaşamına uygulamadan başkalarına aktarmaya çalışan bir bir taklitçimiydim. Ben kendi kendime bu hesaplaşmaları yaparken; o güne kadar hiç görmediğim birisi motorunu doğrudan doğruya barın önüne parkedip, içeri girdi ve sert bir ifadeyle; ''Bana bir bira ver'' diye seslendi. Tavırlarında bir gariplik hissetmiştim ama sesimi çıkarmadan birasını doldurdum ve başka bişey isteyip istemediğini sorduktan sonra gidip yerime oturdum, içeceğimi yudumlamaya devam ettim. Bu arada o da cep telefonuyla birilerini daha oraya davet etmeye başlamıştı. Bir an bar sahibi bayan arkadaşı ve eşini oturdukları üst kattan çağırıp çağırmama konusunda kısa bir tereddüt yaşadım ama, gelen kişini tavırları ve de arkadaşın asabiyetini düşününce anında vazgeçtim, beklemeye karar verdim. Çok geçmeden bir arabayla bir bayan ve bir erkek daha gelip o kişinin masasına oturdular hemen ardından iki kişi daha geldi. Aralarında yüksek sesle konuştuklarından istemeden kulak misafiri oldum onlara;'' kimmiş görelim bakalım!!! Nasıl olurda adamın parasını vermezlermiş biz almasını biliriz!!!'' gibi ifadelerle konuşuyorlar bir yandan da kabadayı tavırlar sergiliyorlardı. '' şşşşşşşşt birader bu org u senmi çalıyorsun; çal bakalım da biraz eğlenelim'' benzeri sataşmalarla da ortalığı karıştırmak için bahane arıyorlardı. Ben se gayet sakin bir şekilde; ''soğuk algınlığı yaşadığımı geldikleri başka bir akşam seve seve onları eğlendireceğimi '' söyledim. Bütün sataşmalarına rağmen benden bir tepki göremeyince aralarından birisi;''kardeş iki dakika gelip otururmusun senin le konuşacaklarımız var'' dedi. Masalarına oturduğum da oraya tuvaletin fayanslarını yapan arkadaşlarının parası verilmediği için orayı dağıtmaya geldiklerini barın sahibini görmek istediklerini söylediler. Bense onların orada olmadıklarını, konuyu bildiğimi ama vermemek gibi bir niyetlerinin olmadığını, sadece o dönemde biraz sıkışık durumda olduklarını, en kısa zamanda ödeyeceklerin den emin olduğumu ve zaten çok önemli bir miktar olmadığını anlatmaya çalıştım.
Benim sakin tavırlarım onları da biraz yumuşatmıştı ve aralarından birisine; ''Git bak bakalım bizim adamaın yaptığı işçiliğin bedeli ne kadar eder?'' dedi. Motoruyla ilk gelen kişi. Geri döndüğümüzde anladım ki işi yapan kişi onlara 40 lira olan alacağını 500 lira olarak abartarak anlatmış onlarda alacağı tahsil etmeye, alamazlarsa da oranın altını üstüne getirmeye gelmişler. Fakat benim tahriklere kapılmamam ve yanlarında getirdikleri ustanın yapılan işin ancak 40 lira edecegini söylemesi sonucunda ortalık yatıştı ve bende onları şarkı söylemeden, org la bir müddet eğlendirdikten sonra oradan sakince ayrılıp gittiler. Üstelik 40 lira tutan hesaplarının karşılığında 40 lira da bahşiş bırakarak.
Ertesi sabah bar sahibi arkadaşa anlattığım da; '' nasıl dağıtırlarmış? bizi niye çağırmadın? ben onlara sorardım!!!'' (demiştim ya kendisi biraz asabi bir kişiydi ) bir tavır sergiledi. Ve ben ancak o zaman farkına verdim ki akşam yaşanan olay benim yazdıklarımı yaşantıma uygulayıp uygulamayacağıma dair yaşadığım bir SINAVdı
En Yüksek Mertebe'' İNSAN'' olmak
11 Mayıs 2008 Pazar 13:25
''İnsan arıyorum'' DİYOJEN
''Hepimiz İnsan değilmiyiz ?'' diye sorduğunuzu duyuyorum; ama ne yazık ki değiliz. Hepimizin insan olmaktan önce daha başka vasıflarımız var.
Kimimiz anneyiz, kimimiz baba ve sahip olduğumuzu sandığımız çocuklarımız var. Ama onlar bizim mi acaba ? Ya da bizler sadece bir araçmıyız onların yaşam serüvenin de. Kimimiz zenginiz bir üst tabakaya mensup dünyanın nimetlerinden en güzel şekilde yararlanmaktayız. Para, toprak, ev, araba sahibiyiz. Ama onlar da bizim mi acaba ? Sahip olduğumuzu sandığımız toprak mı bizim, yoksa biz mi toprağın malıyız ? Daha kimbilir ne vasıflarımız var insan olmamızın önünde set oluşturan !
* Cinsiyetimiz mi ?
* Tuttuğumuz takım mı ?
* Hangi siyasi parti sempatizanı olduğumuz mu ?
* Bitirdiğimiz okul ya da kariyerimiz mi ?
* Sahip olduğumuz askeri rütbe mi ?
* Hangi tarikata veya dine mensup olduğumuz mu ?
* Ya da milliyetimiz mi ?
Hangisi insan olmamızdan daha önemli ?
Kavgalarımızın nedenlerini bir düşünelim bakalım. Bir takım taraftarının, diğer bir takım taraftarına öldüresiye düşman olmasının ardında yatan sebep nedir? Roma dönemindeki gladyatör savaşlarına benzemiyor mu bugünki maçlar sizce ? Yenilen gladyatörün öldürülmesi için baş parmağını aşagıya çeviren imparatorlara mı benziyor acaba taraftarımız ?
Hiç kendimize sorduk mu acaba ? daha kimbilir başka ne saplantılarımız var insan olmamızın önünde set oluşturan ve kendimizi diğerlerinden üstün görmemizi sağlayan. ( diğerleri dediklerimiz kimdir? )
Bütün dinler ve bütün tarikatlarda insanı insan yapmanın kuralı ''BEN'' kimliginden ''BENİM'' sahiplenmesinden kişiyi kurtarmaktır . Ama ne yazık ki bir çok tarikatta; Hatta ne yazık ki neredeyse bütün dinlerde bu bir üst kimlik haline dönüşmüş; ''BİZ'' kimliği ve ''BİZİM'' sahiplenmesi olarak pekte farklı olmayan bir biçimde yeniden ortaya çıkmıştır. ''En iyisi bizim tarikat''; ''En yüce din bizim ki''; ''Cennete gidişin yolu sadece bizdedir''; ''Benim takımım seninkinden üstün''; SEN ; BEN -SİZ ; BİZ bir kavgadır gidiyor neden se. Neyin kavgasını yaptığımızı bir düşünsek herşey güzel olacak ama ''BEN''müsaade etmiyor ya da ''BİZ''
Tasavvuf aslında çözümü bulmuştur.''ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ !!! '','' KİM OLURSAN OL YİNE GEL'',''GÖRELİM MEVLAM NEYLER NEYLER SE GÜZEL EYLER'' diyen tasavvuf ehli yargısız; herkesi, herşeyi hoşgörü ile karşılamanın yani İNSAN olmanın yolunu kısacık cümlelerle anlatıvermişler.
HEPİMİZE NASİP OLSUN İNŞAALLAH
UZAY ÖTESİ VARLIK
05 Mayıs 2008 Pazartesi 07:17
Sizin dünya dediğiniz gezegen aslında benim bedenimdeki milyonlarca atomun elektronlarından birisi. Güneş sisteminiz ise bir atom ve de elektronlardan oluşuyor. Galaksiniz bedenimdeki bir maddeyi oluşturan milyonlarca atom ve elektronlardan bir kısmı sadece. Daha da ileri gidersek bedenimde daha pek çok madde var ve bunlarda bir sürü atom ve elektronlardan oluşuyor. Bu farklı maddeler birleşip benim organlarımı oluşturmaktalar. O organlar sa benim yaşam kaynağım. Bense aynı özelliğe sahip birçok varlıktan sadece birisiyim.
Sizler benim bedenimdeki bir hücre üzerindeki bir atomun elektronlarından birisinde yaratılışınız gereği hayatta kalma çabasıyla üzerinde yaşamakta olduğunuz gezegeni yani benim bir zerremi tüketmekle meşgulsünüz. Sizi suçlamıyorum yaşamak tabiiki sizin de hakkınız ve yaratılış amacınız bu. Az bir zaman önce doktorum yaptığı incelemeler sonrasında kısa bir süre sonra bulunduğunuz ortamı yokedeğinizi söyledi. Sürekli hızlı bir şekilde çoğaldığınızı ve bu çoğalmanızın yaşadığınız ortamdaki kaynakların yetmemesine neden olduğunu diğer hücrelerime atlamak için araştırmalar yaptığınızı ve mümkün olduğu anda bunu tereddütsüz yapacağınızı söylüyor.
Daha önceleri bedenim kendi savunma sistemi ile sizleri uyarmaya çalıştı ki bu sizin Tufan; doğal felaketler gibi adlandırdığınız olaylardı. Birde doktorum sizlerden iyi huylu bazılarınızı zaman zaman sizin aşı diye adlandırdığınız olayın benzeri bir şekilde aranıza geri göndererek sizleri gene uyarmaya çalıştı bazılarınız onlara uydunuz ama bu da kısa sürdü. Bedenimin o kısmının kanser riski taşıdığını söyleyen doktorum oranın kesilip bedenimden ayrılmazsa sonıunda bütün vücudumu sarıp benim ölümüme neden olacağını söylemesine rağmen daha karar vermiş değilim. Birçok umutsuz kanser hastasının sevgi ile bu amansız hastalığı yendiğini ama ölüm denen kavramın da mutlaka bir nedenle oluşacağını bildiğimden
sizi de seviyorum ama sizin adınıza üzülüyorum çünkü ben öldüğümde siz de yaşama hakkınızı yitireceksiniz.
TERK ET GÖNÜL
05 Mayıs 2008 Pazartesi 11:01
Terk et gönül bu dünyayı
Mal, mülk, para düşmanın
Aşk ı bulmadıysan eğer
Kıymeti yok esma'nın
Terk et gönül bu dünyayı
Arzu, şehvet her yanın
Dost elinden tutmamışsın
Boşa geçmiş zamanın
Terk et gönül bu dünyayı
Unut canın, cananın
Yıkmadıysan nefsini sen
Şeytan bile hayranın
Terk et gönül bu dünyayı
Korku, gaflet sultanın
Kendi kendini bilmezsen
Boşa gider figanın
Terk et gönül bu dünyayı
Sevgi senin mekanın
Varlığın da, Yokluğun da
Emriyle la-mekanın
GÖRMEDİM
05 Mayıs 2008 Pazartesi 09:32
Denmiştir ki bütün alem zikreyler
Zikretmeyen birtek varlık görmedim
Varlığını, görür görmez zikreyler
Yokluğunu bilen, duyan görmedim
Yok diyerek dili ile söylerler
Kendisine yok diyeni görmedim
Olur olmaz başkasını suçlarlar
Kendisini suçlayanı görmedim
Ömür boyu arkasından koşarlar
Malı mülkü götüreni görmedim
Aklı sıra ölümden de kaçarlar
Azrailden kurtulanı görmedim
Bekir Kamil Aşık oldu hep söyler
Aşk tan güzel ben bir zikir görmedim
Gönlü bilir,dili söyler, zikreyler
Gerçeklerde yalan riya görmedim
YENİDEN YOKLUK VE VARLIK
05 Mayıs 2008 Pazartesi 10:56
YOKluğumdan VARettim sizi
VARlığımda YOK olasınız diye!
YOKluğumda VAR oldunuz
VARlığımda ise YOK olacaksınız!
İmza: AŞK
SEN VE BEN 2
05 Mayıs 2008 Pazartesi 08:45
Ben, ben olmak istemiyorum artık.
Ben, sende yok olmayı istiyorum.
Sen bende var olmayı istiyorsan;
İstediğin senin olsun,Ben YOK um!
SEN VE BEN 1
05 Mayıs 2008 Pazartesi 08:41
Çok zor beni anlamak
Çünkü Sen, Ben sin.
Seni gördüğümde,
Hala kendimi tanımadığımı anlıyorum
GELDİM GÖRDÜM YENİLDİM
05 Mayıs 2008 Pazartesi 08:02
GELDİM,Çünki AŞK'ı aramaktı amacım.Elimde 1 adres vardı bilmediğim sadece 1
İlk gördüğüm 1 annem oldu gözlerimi açtığımda, ama sonra farkına vardım ki 1 de ben varım. 1 babam, 1 ağabeyim, 1 ablam ! 1 ler çoğalmışlardı 1 olmaktan çıktılar,ama hepsi 1 diler ''PANİKLEDİM''
1 arkadaşım oldu sonra 1 daha 1 daha ve 1çok. Kafam nasıl karışmasındı ki ? Benim aradığım 1 hangisiydi ya da aradığım 1 neydi, neredeydi ?
1 öğretmenim oldu sonra 1 başka ve 1 daha ve 1 çok kere ve yine 1çok oldu şaşırdım. 1 inci öğretmenim sayıları öğretirken 1 den başlamıştı ve ben de 1 in başlangıç olduğunu düşünmüştüm ama o kadar çok 1 vardı ki hangisi başlangıçtı anlıyamıyordum.
1 zaman sonra 1 kız arkadaşım oldu. 1likteyken ya da uzaktayken bile 1-1imizi sevdiğimizi biliyorduk. 1 zaman sonra 1likte olduk ama sonra farkına vardım ki 1 ''O'' vardı, 1 de ''BEN'' oysa verilen adres sadece 1 di.GÖRDÜM ki 1, 1 daha asla 1 olmuyordu, adres yanlıştı.
Derken 1 eşim oldu 1likteliğimizden 1 çocuğumuz 1 zaman sonra 1 daha ama yine 1 ''BEN'' ve 1 ''O'' vardı. Biz olmuştuk ama 1 olamamıştık. Elimdeki adres mi yanlış diye düşündüm 1an 1 daha denemeliydim! 1 daha! ama her 1 dahada 1 çoğalıyordu. 1 daha, 1 daha, 1 daha DERKEN! Farkına vardım ki; 1 daha olmamalı. Anladımki dahalar beni adresten uzaklaştırıyor. Çünki adres doğru ben yanlışım. 1+1 asla 1 olmaz 1 in 1 olması için dahaların 0 olması gerekir. 1+o=1
1 ben 0 olsam 1şey farketmez tüm 1 ler 0 olmalı ki (TEK1 kalıncaya dek) AŞK olsun
O zaman anladım ki Adres doğru ben yanlış yerdeyim
YENİLDİM
Aşkın yeri asla Dünya değil ''O''nu aramak için yola çıktığım yer ve ben yine ''O'' na döneceğim
DERYALAR - Türküler ve Öyküleri
20 Mayıs 2008 Salı 19:35
DERYALAR
Arif_senturk_-_Der...
Yusuf ile Feride birbirlerini çok severler ancak aileleri bir türlü evlenmelerine razı gelmez. Yusuf bir gün kafasında bir plan yapar Arda Nehrini sevdiğiyle geçerek izlerini kaybettirip yeni bir hayat kurmayı düşler.
Bu durumu ferideye anlatır. Feride Arda ' ya bizim kayıklar dayanmaz gitmeyelim der ama nafiledir. Feride Yusuf un ısrarlarına dayanamaz ve Ardayı aşmayı kabul eder. Ancak şans yüzlerine gülmez ve daldalar kayığı devirir. Yusuf ta boğularak ölür. feride bir şekilde kurtulmayı başarır ancak Yusufun ölümü O' nu çok yaralar ve bu türküyü söyleyerek ağıt yakar...
Kırcaliyle Arda Arası
Saat Sekiz Sırası(Yusuf Um Saat Sekiz Sırası)
Ardalılar Ağlıyor (Yusufum)
Yoktur Çaresi
Aman Bre Deryalar Kanlıca Deryalar
Biz Nişanlıyız
İkimizde Bir Boydayız
Biz Delikanlıyız
Çıkar Aba Poturunu
Dalgalar Artacak
Demedim Mi Ben Sana Yusufum
Kayığımız Batacak
Kırcaliyle Arda Boylarında
Kimler Gidecek
Civanda Yusufumun Garip Annesine
Kimler Haber Verecek
ZAHİDE-Türküler ve Öyküleri
20 Mayıs 2008 Salı 19:36
ZAHİDE
Neşet ERTAŞ - ZAHiDEM
Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.
Arap Mustafa’nın babası düğünlerde, toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen oyunda “Arap” rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.
20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün’ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır. (1)
Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’m kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.
Arapoğlu Mustafa’nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide’nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik’ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.
Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Sevda çekenlere zor gelir gurbet
Gece gündüz elim kalkmaz işime.
Aşağıda sap kağnısı geliyo
Derdin beni elik elik eliyo
Kurbanlar olayım gara Mustafam
Babam beni yad ellere veriyo.
Arapoğlu derler gayeten atik
Gözleri kara da, kaşları çatık
Git nazlı y de bir haber getir
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.
Ağlayarak yayığımı yayarım
Yarim gitti günlerini sayarım
Çıksa Büyüköz’e mendil sallasa
Islık çalsa ıslığını duyarım.
Coşkuna da deli gönül coşkuna
Aşkından Zahide döndü şaşkına
Sensiz edemiyom nazlı civanım
N’olur bir yol görün Allah aşkına.
KAYNAK
- Doğuş Gazetesi, Sayı, 8,9-18 Ekim 1973.
- H. Vahit Bulut, Kırşehir Halk Ozanları, Filiz Yay. 1983, S. 109.
Kaynak:
Öyküleriyle Kırşehir Tütküleri, Destanları, Ağıtları (sayfa: 206,207,208)
Baki Yaşa Altınok
Oba Kitabevi
Ankara, Mayıs 2003
türkçe, Fotoğraf, Kişisel, Duygusal, sanat, resim, hayat, moda, yangın, yaşam, yemek, güzellik, Kadın, Yorum, müzik, koç, şiir, pasta, çevre, Suriye, facebook, sağlık, oyuncak, art, Düşünce, Araç, Ağlı, mp3, sosyal, felsefe, sevgi, anne, İstanbul, parti, dünya, pazar, cep telefonu, milliyet, bomba, mail, yağ, süt, çeviri, doktorlar, köy, sokak, inceleme, ilan, motor, hediye, kıyafet, giyim, gazete, tasavvuf, rüya, osmanlı, meslek, Duygu, foto, masal, kurban, melek, gezegen, yıldız, peygamber, Rengarenk, ALLAH, söz, melekler, ayet, manevi, sonsuz, uyku, sabah, klasik, doğum, geçmiş zaman, öğrenmek, sevmek, Deliler, kahraman, misafir, karma, duygular, hissetmek, kalbim, Beni Al, gurbet, dostum, gemi, Gönül, gökyüzü, gözlerin, yaprak, tanrı, sevdiğimi, zindan, depresif, ırak,
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
blog kaydımı burdan kaldırmanızı rica ediyorum...
YanıtlaSil