14 Mayıs 2009 Perşembe

PERDİKKAS

PER

— Astron. Perâedarı felek, ay.

— Teşk. tar. Perâedarı harem, haremin perdecisi.

♦ Perdedarî i. Esk. Perdedar olma hali, perdecilik. (M)

PERDELEMEK geçi. f. (perde'âen perde-le-mek). Mec. örtmek, bir örtü. ile önünü kapatmak: Araşan dünyayı bulunmaz eşi I Si\ah bulut perdelemiş güneşi (Âşık Veysel).

♦ Perdelenmek geçz. f. Perdelemek eylemine konu olmak: Utanç ve üzüntü göz-jaşlariyle perdelenen gözlerini ağabeylerine çevirdi (H. R. Gürpınar). [M] PERDELENME i. (perdelenmek'ten perde-len-me). Perdelenmek eylemi.

— Leng. Sesin değişik perdeden çıkması.

(M)

PERDELİ sıf. (perde'den perde-li). Perdesi olan, perde ile örtülü bulunan: Kırmızı perdeli bölmeden çıkışım da bir türlü unutamıyordum (Ahmed Rasim). || Perde gibi bir şeyle örtülü olan: Benim yaşlarla perdeli gözlerimin bir vehmi mi olduğunu söyUyemiyeceğim (R. N. Güntekin).

— dey. Gözleri perdeli olmak, gerçekleri görememek.

— Kuşbil. Tam perdeli, parmaklarının ucuna kadar, daha doğrusu dört parmağının da arası tamamen perdeyle kaplı bulunan kuşlara (karabatak, pelikan v.b.) denir. || Yarım perdeli, parmakları arasındaki perde ancak parmakların yarısına kadar olan kuşlara denir.

— Tıp. Yüzü perdeli doğma, çocuğun, yüzüne amniyos kesesinden bir parça yapışık olduğu halde doğması. (İçinde bulunduğu amniyos kese sindeki suyun boşalmasıyle bu keseden bir parça çocuğun yüzüne yapışır. Halk arasında buna duvaklı doğum da denir.)

— Zool. Perdeli antilop, boynuzlarında perde şeklinde yassı uzantılar bulunan antilop. (ML)

PERDENDOSt zf. («kaybolarak» anlamında ital. k.). Müz. Sönerek, tam bir sessizliğe kadar, belirsiz bir şekilde derece derece inerek. (L)

PERDESERA veya PERDESERAY blş. sıf. (fars. perde-serâ, perde-serây). Esk. Saz çalan, çalgıcı. (Eşanl. sazende.) || Şarkı söyleyen, şarkıcı. (Eşanl. hanende.)

Blş. i. Çadır. (M) PERDESİZ sıf. (perde'den perdesiz). Perdesi olmayan: Ev yerli yerindeydi ama, perdesiz pencereleri, açık kapısıyla hazin hazin bakıyordu (Orhan Kemal). || Mec. Hayasız, utanmaz.

♦ PerdesMik i. Perdesiz olma hali. || Mec. Utanmazlık, hayasızlık. (M.)

PERDİDO (MONTE), ispanyol Pireneleri'n-de (Aragon) doruk, Fransa ile İspanya a-rasmda, Gavarnia buzyalağının güneydoğusunda; 3 355 m. (L)

PERDİGUİER (Agricol), fransız siyaset a-damı (Morieres-les-Avigncn 1805 - Paris 1875). Devoir de Liberte (Hürriyet ödevi) loncasına bağlı bir maıangozdu. Paris'te işçiler için bir desen okulu açtı. Milletvekili seçildi (1848-1851). Hapsedildi, 2 aralık darbesinde sürüldü; 1854'te Cenevre'de Memoires d'Un Compagnon (Bir Lonca Üyesinin Hatıraları) adlı eseri yayımladı. (L)

PERD1KKAS, Büyük İskender'in kumandanlarından makedonyalı general (öl. M. ö. 321). Philippos'un muhafız birliğinde bulundu, sonra İskender ile birlikte Asya'ya gitli. İskender'in ölümünden sonra cKhiliarkhos» un\aniyle birlikte bütün Doğu'da ordunun emir ve kumandasını, aynı zamanda veliaht Arradaios'un vasiliğini tam yetkiyle üzerine aldı. Eyalet kumandanlıklarını bölüştürdü, güvenliği ve düzeni sağlamayı başardı. Fakat Eumenes'in dışında kendisini kıskanan generaller ona karşı birleşti. Mısır'a karşı harekete geçti ve deltadaki hareket sırasında öldürüldü. (L)

PERD1KKAS I, Makedonya kralı (M. ö. VIII.-VII. yy.). Argos asıllıydı. Makedonya nın büyük bir kısmım ele geçirdi ve Arşe adai hanedanının Makedonya dalını kur-

du. Uzun süre ülkenin başkenti olan Aigai şehri de onun eseridir. (L)

PERD1KKAS II (öl. M.ö. 413), Makedonya kralı (450'ye doğr. - 413). Kardeşlerini haklarından yoksun bırakarak krallık içinde birliği sağladı. Odrys'ler ve kralları Si-talkes'e karşı, savaştı. Peloponnesos savaşında Makedonya'nın bağımsızlığını korumak için önce Atina, sonra İsparta ile ittifak yaptı. (L)

PERDİKKAS III (öl. M.ö. 359), Makedonya kralı (365-359). Kardeşi Aleksandrcs H'yi öldüren gasıpa karşı kuvvet kullanarak iktidarı ele geçirdi, ülkenin maliyesini yeniden düzenledi, helenizmi yaydı, yunan siyasetine karıştı ve lllyrialılarla savaşırken öldürüldü. (L)

PERDİKS («Keklik»). Yun. mit. Daidalos'-un kızkardeşi, Talos'un (ona da sık sık PERDİKS denir) annesi. Daidaios, heykeltıraşlığı öğrettiği öğrencisi Talos'un ustalığını kıskanarak onu Atina Akıopoîis'inden a-şağıya yuvarlayarak öldürdü. (L) PERDITANS i. (fr. perditance). Alternatif akımda gerçek yalıtma iletkenliği veya gerçek yalıtma direncinin tersi.

— ANSiKL. Akım geçen bir hatta iki teli ayıran yalıtkanlar hiç bir zaman mutlak bir yalıtma sağlayamaz, bununla birlikte, büyük bir direnç gösterirler ve bu yüzden, yalıtkandan geçen ve zaten şiddeti çok zayıflamış olan akım tamamıyle kayba uğrar. Per-ditans, yalıtmadaki toplam kaybın, uygulanan gerilimin etkin değerinin karesine bölümüdür. (L)

PERDOJÎMENEZ veya PERDOXiMENEZ

i. İspanya'da özellikle jerez adındaki şarabın üretimi için yetiştirilen sarımsı beyaz ve yarı saydam taneli üzüm kütüğü. (L) PERDUELLİO i. («düşmanla anlaşma» anlamında lat. k.). Esk. Rom. ölümle cezalandırılan büyük ihanet suçu. (L)

PERE i. (fars. perre'den). Esk. Uç, kenar. || Pere-i binî, burnun ucu. || Pere-i deş t, ova eteği. Ufuk. || Pere-i kûh, dağ eteği. (M)

PERE i. (fr. perre). Bayınd. Bk. SEV kaplama.

PEREDA (Antonio DE), ispanyol ressamı (Valladclid 1608'e doğr.-Madrid 1678). özellikle Madrid'de, Aziz Matta'mn ilhamı (Prado), Hayat Rüyası (Madrid Güzel Sanatlar akademisi), Aziz ildefonso Kisveyi Alırken (Louvıe) gibi dinî veya ahlâkî konulu tablolar yaptı. (L) PEREDA (Jose Maria DE), ispanyol romancısı (Poîanco, Santander 1833 - Santander 1906). Kısa süren bir siyasî dönem (ikinci iç savaştan önce Carlos'un partisinden Cor-tes'e milletvekili seçildi) dışında, hayatını edebiyata ve önemli bir sanayinin yönetimine ayırdı. Hemen bütün romanlarında Santander ilini anlatır: La Montana (Dağ) [1871]; Tipos Y Paisajes (Tipler ve Manzaralar) [1871]; Bocetos al Temple (Tapmak Taslağı) [1876]; Sotileza (Olta) [1884]; La Puchera (1889). [L]

PEREDA VALDES (ildefonso), Uruguaylı yazar (Tacuarembo 1899). Aşırılık taraftarı Los Nuevos dergisini yönetti (1920). Eserlerinin çoğunda zencilerle ilgili konuları işledi: El Negro Rioplatense (Rio de la Pla-ta'lı Zenci), Negros Esclavos y Negros Lib-res (Köle Zenciler ve Hür Zenciler), An-tologia de la Poesia Negra Americana (A-merican Zenci Şiirleri Antolojisi). Daha çok şair olarak tanınır: La Casa lluminada (Aydınlık Ev) [1920], El Libro de la Co-legiala (Kolejli Kızın Kitabı) [1921], Ro-mencero de Simon Bolivar (Simon Bcli-var'm Romansı) [1930]. Ayrıca edebiyat, tıp ve folklor üstüne incelemeleri de vardır. (L)

Peregrina (LA), İspanya tacındaki taklardan biri olan inci. (L)

PEREGRİNUS i. (lat. k.). Rom. huk. Hür olmakla beraber yurttaşlık haklarından yoksun bulunan yabancı.

— ANSİKL. Peregrinus başlangıçta, düşman olmayan yabancıydı. İmparatorluk döneminde ise, roma uyruğu olduysa da, durumu anayurduna göre değişen bir yasaya bağlıydı ve siyasî haklardan, connubium ve commercium haklarından yoksundu. M.

ö. 242'de, Roma'da bulunan yabancılarla ilgili davalara bakmak amacıyle Roma'da bir mahkeme (peregrinus Praetor) kuruldu. Bu, Peregrinus hukukunun başlangıcı oldu. Sonra, zaman ve hukukla ilgili çeşitli mahallî şartlar jus gentium'un uygulanma-sıyle değişikliğe uğradı. M.S. 212 tarihli a-nayasa, peregrinus'ların sayısını büyük ölçüde azalttı. (L)

PEREGRİNUS PROTEUS, kinik filozof (Parium, Lapseki [lampsakos] yakınları M. S. 105-Harpine, Olympia yakınları 165). Lukianos, Peregrinus'un Hıristiyanlığı kabul ettiğini yazar. Fakat dinî bir hata yüzünden afaroz edilince, kinik bir filozof oldu. Olimpiyat oyunlarında kendini yanan odun yığınına atacağını ilân etti, halkın kendisini bundan alıkoyacağını sanıyordu. Fakat kimse önlemeyince, yanan alevlere atıldı, ölümünden sonra hatırasını bir kült haline getirenlere karşı Lukianos Peregrinus'un ölümü adlı (169) bir yergi yazısı yayımladı. (L) PEREtRA, Kolombiya'da (Caldas idare bölgesi) şehir, Manizales'in güneybatısında; 76 300 nüf. Bir kahve yetiştiriciliği bölgesinin ticaret merkezi. Besin sanayii. (L) PEREtRA (Gomez), ispanyol hekimi ve filozofu (Medina del Campo 1500'e doğr.). .Şöhretini duyan Felipe II tarafından don Carlos'un özel doktorluğuna getirildi. An-toniana Margarita adlı eserinde hayvanların makineden başka bir şey olmadığını ispatlamağa çalıştı. Descartes, makine-hayvan nazariyesini ilk defa kendisinin ortaya koyduğunu söyleyebilmek için bu eserin nüshalarını yok etmekle suçlandı. (L) PEREtRA (Manuel), portekizli heykeltıraş (Porto 1600-Madrid 1667). Başlıca Eserleri: Christ del Perdon (Rosario Dominiken manastırı, Madrid), Aziz Bruno'nun çok renkli, parlak ve büyük bir heykeli (Miraflores manastırında) ve gene Aziz Bruno'nun başka bir heykeli (Madrid San Fernando akademisi). Bu sonuncu heykel, sanatçının şaheseri sayılır. (L)

PEREtRA (Marcos Soares), portekizli mü-zikçi (Caminha-öl. Lizbon 1665). Kral Joao IV'ün sarayında kapella yöneticiliği yaptı. Mezmurlar, 8 sesli motetler, bir missa, 12 sesli bir Te Deum besteledi, (t)

PEREtRA (Nuno Alvares), Portekizli Sci-pio denir, portekizli siyaset adamı (Cernac-he do Bonjardim 1360-Lizbon 1431). Joao Fin tahta çıkmasını (1385) destekledi, başkumandanlığa getirildi. Valverde zaferini kazandı, önce gözden düştü (1393), sonra yeniden itibarını kazandı ve kızını kralın evlilik dışı oğlu Alfonso (daha sonra Bran-gança hanedanının kurucusu) ile evlendirdi (1410). [L]

PEREtRE (Jacob Emile), fransız işadamı (Bordeaux 1800-Paris 1875), Jacob Rodri-gues Pereire'nin torunu. 1822'de Paris'e gitti. Saint-Simon grubuna girdi, Globe'da, sonra NationaVâe çalıştı. Saint-Simon'un düşüncelerini benimsedi. James de Rothsc-hild ile birlikte, ilk fransız demiryolu hattını yapmak ve işletmek amacıyle bir ortaklık ve sanayicilere uzun vadeli kredi sağlayan Credit Mobilier bankasını kurdu (1852). Sonra Rothschild ile arası açıldı. Aralarında dış ülkelere kadar yayılan kıyasıya bir

35

PERDİKKAS linin sikkesi Cabinet des Medailles, Paris

Agricol PERDİGUİER XIX. yy. estampı

Jacob Emile PERE İRE

Antonio DE PEREDA «Hayat Rüyası» Güzel Sanatlar akademisi, Madrid

Foto. B.N., X, Anderson-Giraudon {LAROUSSE)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder